İzlenenler,  Yaşam

İstanbul Ansiklopedisi Dizi Yorumu

İstanbul ansiklopedisi,  Reşad Ekrem Koçu tarafından 1944-1973 yılları arasında yayımlanan ve tamamlanamayan kültür ansiklopedisi.

İstanbul’un tarihi yerlerini tanıtan bu kitap ve bu kitaptan uyarlama ile çekilen mini bir dizi üzerine yazıyorum. Dizi üzerine yorumlayacak ve daha çok tesettür üzerine duracağız. Dizi de örtüsüyle kafası karışık bir genç kıza odaklanılmış lakin arka metinde iki kadınında hayat karmaşası anlatılmış.

Örtülü bir kadın olarak anladığım ve hak verdiğim noktalar oldu lakin senaryo gereği abartılan ve örtünün özgürlük dışı bir inanç olduğu da aktarılmış.

Ana karakter Zehra üniversite için İstanbul’a gelir. Hayata karşı dolu dolu, heyecanlı ve umut dolu şekilde başlar. Daha muhafazakar bir ailede yetiştiği her halinden belli olur lakin örtüsü yokken izliyoruz ilk birkaç bölümü. Annesinin eskiden yakın olduğu bir kadında kalmaya başlar. Ama alışık olmadığını fark ettiğimiz bir hayatı var kadının. Zehra her şey ona da normalmiş gibi göründüğünü göstermek ister. Alkol ona göre de normal örneğin. Ya da barlara gidip eğlenmek onun da yapabileceği bir eğlence. Bu tarz şeyleri bilmemesine rağmen biliyormuş gibi yapması onlardan olma çabasıdır.

Zehra bunların hepsini yapar. Çünkü merak eder hayatında hiç böyle şeylerde bulunmamıştır. Üniversite onun için bir özgürlük dünyasıdır. Yine de bir şeyden vazgeçemiyor, inancı. Gittiği mekanlarda kuytu köşelerde namaz kılıyor. Evsiz kaldığı vakit camiye sığınıyor. Şikayeti varsa Allah’la konuşuyor. Sıkıntının başladığı yer de bu iki hayat arasındaki karmaşası.

Önce ailesinin baskısıyla örtündüğünü düşünüyoruz izleyici olarak. Ama inancının sahih olduğunu da görüyoruz. Özendiği hayat ise gözlerini kamaştırıyor bir yandan. Bu durumu toplumun inanç sahibi kişilere bakışı sonucu oluştuğunu düşünüyorum.

Seküler kesimde onu durduracak bir inanç yok, ahlakı normlar yok. İstediği kişiyle görüşebilir kadın erkek fark etmez. Başörtüsü gibi bir simge taşımadığı için ne tür bir insan olduğu belli olmaz. Belki feministtir belki Hristiyan gibi farklı bir inanç sahibi. Onlar daha havalı görünür netice de… En azından Zehra ve Zehra gibi kafası karışık hayata atılan gençler böyle düşüyor.

Tesettür, mücadele edilmesi gereken bir kavram. Bu bir simge öncelikle. Müslüman olduğunun ve Allah’ın kurallarına göre yaşadığının bir göstergesi. Dışardan bakan kişi ya sana ön yargılar ile ya da taktir ederek bakacak. Bu inancı garipseyen taraf pekala bunun kısıtlayıcı bir simge olduğunu, Müslüman kesim için nefsini yenip bunu başardığın için tebrikleyerek yorumlayacak.

Bu toplum da Müslüman olmak gerçekten zor. Bir simge olarak başörtüsü takmak, hayata atılan bir kadın için çok daha zor. Neden ya sadece Allah’a olan inancımın gereğini yapıyorum diyebiliriz bu hakkımız olmalı!

Maalesef sevgili dostum bu toplum da bir tarafa yakın olmanı bekliyorlar. Eşarbını nasıl yaptığının bir şekil olduğu gerçeği ile yüzleşiyoruz. Kendi halinde kendine has bir Müslüman olduğunu kimseye anlatamazsın. Hele siyasi bir görüşünün olmaması mümkün değil. Keza eğer örtün varsa ne tarafa oy attığın zaten belli (!).

Namaz kılıyorsan sana garip bir şekilde bakıyorlar. Örtün biraz daha genişse daha da garip bakıyorlar. Tabi bu bakışlar, bir duruşun olduğunu bildiğin için sana garip gelmekten çok gurur veriyor. Ta ki inancın biraz zayıflasa ya da gardın biraz düştüğünde garip bakışlar altında ezilmeye başladığının resmi oluyor. İşte tesettürdeki mücadele bu şekilde başlıyor. Hele sana destek verecek birileri yoksa tek başına bu yük sana ağır geliyor ve onların gözünde normal olmak istiyorsun. Geniş bağladığın örtüler daha sıklaşıyor, giydiğin kıyafetler daha çok bende sizin aranızdayım diyecek şekilde değişiyor.

Bu değişim inancı devam eden bir hanım için belli bir oran da duruyor ve toplumda standart bir örtülü olarak o da yerini alıyor. Eğer inanç sadece taklidi olarak geldiyse ve hayatın karmaşası ile silinmeye başladıysa kadına yük oluyor o örtü.

Hasılı kelam diziye gelirsek küçük bir sahnesinde cemaatlerin birinden bahsedilmiş. Bu da ayrıştırılan bir inancın da sorgulaması olabilir. Okuyan ve okumayıp evlenen diye bir ayrım anlatılmış. Bu da toplumun pek çok kesimde olan bir ayrışma olsa da okul ve evliliğin bu kadar dar kalıplara sokulması mantıksız geldi. Okulda örtüsüyle okuyan kızlarda gösterilmiş. Lakin o da sadece ilahiyata sıkıştırılmış.

Ayrıca değinebileceğim kısımlar; diziyi yorumlayan birkaç video izledim. Benim aklıma gelmeyen bir mevzuya değinilmiş. Ana karakterin, Zehra’nın annesi ve onun arkadaşı arasında geçmişten kalan bir kavga var, bunu dizinin başından beri görüyoruz zaten lakin yorumlayan kişiler bunun yasak aşk ilişkisi olduğuna değinmiş. Bunun üzerine dizide net mesajlar göremedim lakin kadınların saç kesimi ve yersiz öfkeden bu çıkarılmış. Netflix yapımı olduğu için bu tarz mesaj yerleştirilmesi de alışılmış geldi.

Yani dizinin beni rahatsız ettiği pek çok yeri olsa da hayatın gerçeklerinden de bahsedilmiş. İstanbul’un tarihi yerleri de bir konsept olarak kullanıldığı için standart genç dizilerinden daha hoş bir anlatımı vardı. Puanım 7.5/10’dur.

İstanbul Ansiklopedisini araştırırken aynı isimli bir potcaste denk geldim. Henüz dinleyemedim ama kitap baz alınarak çekildi belli. Linkini bırakıyorum, dileyen inceleyebilir.

https://podcasts.apple.com/tr/podcast/i-stanbul-ansiklopedisi/id1542962735

Acık Radyo

Kendimizi bulacağımız, bakış acımıza göre yorumlayacağımız başka yazılarda görüşmek üzere…