Mutfak,  Yaşam

Karadeniz Mutfağı

Karadeniz mutfağından simila ve mısır ekmeği… Yöresel yemekleri hep annem yapardı. Evlendikten ve anne elinin lezzetinden uzak kalınca ve tabi köklerimden kopamayınca (ki bunu hiç istemem keza çocuğuma da öğretmek isterim) mecburen kalktım yapmaya. Tabi ki annemin yaptığı gibi olmadı :). Ama en azından hevesluğum geçti. Ahaha 😀 .

Şöyle de bir durum var ki önceden kendimi geleneksel olarak sınıflandırmazdım. Hatta belli bir nokta da ırkcılığa kayan bir fanatiklik ve kendini tekrarlayan bir monotonluk gelirdi. Hala da belli noktaları geliyor. Eskiye göre değişen nokta ailemin beni bir gelenek içinde yetiştirmiş olması. Bu durumdan istesem de kopamıyorum. Aslında bu herkeste olan da bir doğallık. Gelenek bir yerde adetler, kılık kıyafet ya da yemek değildir, en azından sadece bunlar değildir. Bu geleneğin içine evde konuşulan diller, sosyal çevre, dini yaşayış şekli, hatta okunan kitaplarda girer. Bu durumda aile ister seküler ister dindar olsun ister Müslüman ister de gayrimüslim olsun her türlü oluşturulan ve istese de istemese de anne babanın çocuğuna aktardığı bir olgudur.

Üniversite okurken insanların aileden gelen ve kendilerine kattığı durumları gözlemleme şansım olmuştu. Evliliğimle birlikte yani başka bir ailenin yetiştirdiği biriyle aynı evi paylaşmaya başladıktan sonra bu gelenekselliği çok daha net görür oldum. Kişiler ne kadar kendini değiştirmek isterse istesin ya da kendine ekstralar katsın çocukluğumuza yön veren ailemiz olduğu için sağlam temeller atıyorlar. Bir yerde bu duruma psikolojikte bakarsak geleneğimiz güvenli limanımızda diyebilir miyiz acaba? Sonuçta bildiğimiz sürekli aşina olduğumuz duygular. Kendim de buna bir örnek aslında, çeşitli yemekler yapmayı seviyorum hatta farklı mutfaklar denemeyi de seviyorum ama çocukluğumdan aşina olduğum simila(patatesli yemek), lahana, mısır ekmeği gibi yöresellikler de aklıma geliyor. Köklerimden kopmak yanlızlaştıracakmış gibi…

Sadece yemek tarifi verecektim konu nerelere geldi :).

Simila (modern tabiriyle sebzeli patates püresi)

  • 5-6 adet patates
  • yarım bağ karalahana
  • yarım bağ pazı
  • bir sap pırasa
  • 5-6 diş sarımsak
  • 4 y. kaşığı tereyağı ve ekstra sıvıyağ (bazı hanımlar iç yağı da koyar)
  • tuz, pulbiber, haşlama suyu

Yapılışı: patatesleri soyup tuzlu suda haşlamaya bırakıyoruz. Az haşlandıktan sonra lahana ve pazıyı inçe kıyım olacak şekilde ekliyoruz. Biraz sonrada pırasayı ekleyip patatesler haşlandıktan sonra süzüyoruz. Bu karışımı bir ezme aparatı ya da iyi haşlandıysa kaşıkla eziyoruz. Üzeri için tereyağı da sarımsakların kokusunu çıkarıp pul biberini de yakıyoruz. ne kadar yağlı olursa o kadar güzel oluyor zira patates yağı çekiyor. Bu tarifin içine nenelerimden gördüğüm ormanlarda yetişen çeşitli otlar da koyuluyordu. Tereyağı yerine içyağı ya da kuyruk yağı (ki bu çok kokan benim sevmediğim versiyonu) koyan hanımlar da var. Tarif çeşitlendirmeye açık.

Anne evinde bu yemek kazanla yapılır yanına da sadece mısır ekmeği ve yoğurt koyulurdu. Ben alternatif de olsun diye menüme çorba da ekledim zira eşim beyefendi güneydoğunun bağrından kopmuş lahana gibi otlara aşina olmayan biri. Ondan gelen bir yorum da bu yemek diye yediğimiz harcın börek iç malzemesi olabileceğiydi. Sarımsak koyulmadan yapılsa neden olmasın dedirten bir öneri oldu.

Mısır Ekmeği

  • 3 ölçü mısır unu
  • 1 ölçü buğday ya da tam buğday unu
  • maya
  • ılık su ve tuz

Bunda net bir tarif veremiyorum zira göz kararı yaptım. Un karışımının fotoğrafını ekliyorum.

Benim yaptığım hatalardan biri tepsiyi büyük seçerek ince bir katman halinde yaymak oldu. Bu da ekmeğin kuru olmasına sağladı. Harcı tepsiye döktüğünüzde iki parmak kalınlığında olmasına dikkat edin ve yarım saat kadar tepsi mayası yapın. Suyu kontrollü ekleyin yumuşak, cıvık ya da sert bir harç olmamalı. Toparlanması yeterli.

Geçmişinize saygı duyun! Lakin gelenek diye her şeyi kabul etmeyin, sorgulamayı bilin. Atalarımızda yanlışlar yaptı ve çok fazla kalıpla yaşadı. Kendinize yenilikler katın, nenelerinizin size aktardığı olumsuzlukları fark ederek yaşayın. Konfor alanlarınızı iyi bilin ve mutlu olun.

Neneme similadan börek yaptım desem ne saçmalıyorsun derdi herhalde. Ahahah :D. Yine de yeniliklere açık olmaya devam edeceğim. Sizin hayatınız sizin damak tadınız. Siz yazın, siz şekillendirin. Afiyetle…